Barıştan Yana Olma

14.01.2021 215

Doğa kanununun birinci ve temel ilkesi barışı aramak ve sürdürmektir.

"İnsanlar huy, karakter, çevre bakımından farklıdır, ama hepsi "ben" denen tek bir kayanın üstünde durur. Bir diğerine şiddet uygulayan insan, bunu kendi "ben"i üzerinde uygulamış olur." İnsanlarla neden barış içinde olalım? Yukarıdaki cümle bu sorunun yanıtını veriyor. Diğer insanlarla barış içinde olmamız, kendimizle barış içinde olmamız anlamına gelir. Bu da Gerçek Özgürlük demektir.
 
Barış içinde yaşamak, toplumu güçlendirdiği gibi, hayatı da kolaylaştırır. Savaş yerine barışı seçmek hayatı ve güzellikleri seçmektir. Toplumsal barış ve uzlaşma iyi yaşamanın şartıdır. Evdeki barış, dünya barışına doğru atılan ilk adımdır.
 
Barıştan yana olmak, zayıf olanlara saldırmamamızı, ne olursa olsun onları korumamızı, onlara karşı merhametli davranmamızı gerektirir. Yaşamla da barış içinde olmalıyız. Hem bitkilerle hem de hayvanlarla bu yaşam barışını bozmamalıyız. Yaşamla barış içinde olursak, kendimizle ve diğer insanlarla da barışık olmamız kolaylaşır. Kendimizle barış içinde olmamız ise hiçbir şeyden korkmamamız, bunalıma girmememiz, olumsuz davranmamamız anlamına gelir.
 
Sevgili Çocuklar, kendinizden başka hiç kimse size barışı getiremez. Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz. Barış, savaşın olmaması demek değildir. O, bir erdem, bir ruh hali, iyilikseverlilik eğilimi, güven ve asalettir. Barış içinde yaşamak dünyada ve toplumda en önemli ölçütlerden birisidir.
 
Gerçek eğitim, dargörüşlülüğü kaldıran, birliği, kardeşliği ve eşitliği içine alarak dünya barışını bize öğretendir. Aklı, bedeni ve ruhu eğitmek, kısaca kutupları dengelemektir. İnsanlar bunu anlamış olsalardı, dünya barışı ve evrensel uyum doğal olarak gelişirdi. Evren zaten uyumlu bir birliktir. Bizler sadece bunu hayatımıza geçireceğiz.
 
İnsanoğlu savaşa son vermelidir. Yoksa savaş insanlığa son verecektir. Barış içinde yaşamak son derece önemli bir ihtiyaçtır. İnsanlar barış ortamında daima huzurlu ve mutlu olur. Savaş ise insanı huzursuz ve mutsuz eder. Savaş insanı mahveden kötülüklerin en önemlisidir, milletlerin varlığını yok eder; en güzel ülkelerin ziyan olmasına sebep olur; en iyi insanları yok eder ve kötülükleri yüceltir; bir ülkeye her türlü karışıklığı, anarşiyi ve yozlaşmayı getirir. Tarihe baktığımızda iki büyük dünya savaşı olduğunu görürüz. Bu iki büyük dünya savaşında da oldukça büyük kayıplar verilmiş, ağır silahlar kullanılmış ve geride psikolojik derin yaralar bırakmıştır. Savaşın çevreye verdiği zarar insanlarda büyük ve önemli etkiler bırakmaktadır. Savaş her yerde kötüdür. Çünkü ardında hep gözyaşı bırakır.
 
Atatürk, barışın insan ve toplum hayatında ne kadar önemli olduğunu belirtmek için "Yurtta barış dünyada barış" demiştir. Demokrasi, özgürlük, dayanışma, paylaşma, birlik içinde olma barışın sağlanması açısından son derece önemlidir.
 
Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini farkettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruh'un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu farkettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir. - Kızılderili atasözleri
 
Ben yalnız barışsever değil bir barış savaşçısıyım. İnsanlar savaşa savaş açmadıkları sürece hiçbir şey savaşları ortadan kaldırmayacaktır. – Albert Einstein